Araştırmalar Covid-19’a yakalanan her 10 hastadan birinde hastalık belirtilerinin en az 10 hafta (yaklaşık 3 ay) daha devam etme ihtimalinin olduğunu gösteriyor. Ayrıca birçok hastanın enfeksiyonu atlatmasına rağmen Covid-19’un yıpratıcı etkileriyle mücadele etmek zorunda kaldığı da biliniyor.
Uzmanların “LONG COVID/UZAYAN-BİTMEYEN COVID” olarak tanımladığı o yeni problemi eminim ki önümüzdeki günlerde daha sık konuşup tartışacağız, COVID-19 geçirdikten sonra akciğer, kalp, beyin ve böbreklerinde sorun gelişen insanları nasıl daha hızlı iyileştirebiliriz sorusuna cevap arayacağız. Kısacası COVID-19 hakkındaki bilgilerimiz henüz çok az, çok ham ve adeta emekleme aşamasında. Uzamış COVID meselesi ise bilgilerimizin en fazla sınırlı olduğu alanların başında yer alıyor. Peki, bu uzayan/bitmeyen
COVID-19’un (Long COVID) belirtileri neler? Detaylar için buyurun…
AKLINIZDA OLSUN
LONG COVID’IN BELİRTİLERİ
COVID-19’u geçirdikten bir süre sonra “ağır yorgunluk ve bitkinlik hali/kronik halsizlik, kafa karışıklığı, unutkanlık, odaklanma sorunu, uyuklama eğilimi, depresif ruh hali/sisli beyin, kalp çarpıntıları, göğüs ağrısı, ritim bozuklukları, uykusuzluk, kas ve eklem ağrıları” gibi belirtilerle ortaya çıkan “LONG COVID SENDROMU” sorununu önümüzdeki günlerde ben de daha sık gündeme getireceğim. Elimizdeki mevut bilgilere bakılırsa “Long COVID/Uzamış COVID” yaşlılardan çok gençlerde, erkeklerden ziyade kadınlarda karşılaştığımız bir problem. Ve yine anlaşılan o ki sorunun neden uzayıp gittiği, neden diğer enfeksiyonlar gibi sonlanıp bitmediği henüz meçhul. Bilinenler şunlar: Yeni koronavirüs ACE2 reseptörleri bulunan her organa ulaşabiliyor. Ve o organda/dokuda hastalığa yol açabiliyor. Ayrıca, sürece “otoimmün bağışıklık” meselesi de karıştığında bağışıklık sistemi kendi dokularına saldırıp
yeni ve farklı hasarlara sebep olabiliyor. Neticede de akut COVID-19 enfeksiyonunun oluşturduğu yangın söndürülüyor ama süreç için için yanmaya devam ederek düşük yoğunluklu bedensel bir iç savaş haline gelebiliyor.
UNUTMAYIN
CORONA VİRÜS GRİPTEN DAHA ÖLÜMCÜL
Çoğumuz ısrarla aynı hatayı yapıyor, koronavirüsü grip virüsüyle eş tutmaya, farklı saymaya çalışıyoruz. Oysa işin uzmanı klinisyenler bize hep aynı şeyi söylüyor ve şu bilginin üzerinde ısrarla duruyorlar: COVID-19 hastalığının etkeni olan yeni tip koronavirüs, grip hastalığının etkeni olan inflüenza virüslerinden daha çok tehlikelidir, daha fazla sayıda ölüme yol açabilir. Salgın sonrası araştırmalar bu bilgiyi doğruladı. Görüldü ki COVID-19’dan kaybettiklerimiz, grip nedeniyle kaybettiklerimizden katbekat fazla. Üstelik elimizde hâlâ grip virüsüne karşı kullandığımız kadar güçlü bir aşı ve ilaç yok. COVID-19’un daha ölümcül olduğunu doğrulayan yeni bir araştırma neticesi de Fransa’dan geldi. Fransa Medikal Sağlık ve Araştırma Enstitüsü’nün yaptığı bu çalışmada COVID-19 kaynaklı ölüm oranının mevsimsel grip nedeniyle yaşanan ölümlerden 3 kat daha fazla olduğu net ve açık olarak ortaya çıktı. Bu araştırmanın başka çarpıcı sonuçları da var. Özeti şudur: Lütfen hâlâ ve ısrarla koronavirüsü grip virüsüne, COVID-19 hastalığını mevsimsel gribe benzetme yanlışına düşmeyelim.
BİR SORU
OTELLERDE KUTLAMA YAPILACAK MI
Bilindiğigibi son yayınlanan İçişleri Bakanlığı genelgesiyle restoranlar ve otellerde yılbaşı kutlama ve eğlenceleri 15 Aralık 2020’den başlayarak 1 Ocak 2021 gece yarısına kadar yasaklandı. Sadece otellerde değil sokaklarda da yeni yıl kutlamalarına izin verilmeyecek. Ne var ki bu yasağı delmeye çalışanlar var. Bunların başında da maalesef daha çok duyarlı olmaları beklenen 5 yıldızlı otellerimiz geliyor. Boğaz kenarındaki oteller dahil İstanbul’un 5 yıldızlı otellerinin pek çoğu İstanbullu ve Anadolulu müşterilerine “Gelin bu sene yeni yıl kutlamarını bizim otelde yapalım. Hem de canlı müzik eşliğinde eğlenerek!” mesajları gönderiyor. Peki, doğru mu? Tabii ki doğru değil! Net ve açık kanaatim şudur: Hangi önlemleri alırsanız alın, ne kadar çok hassasiyet gösterirseniz gösterin fark etmez. Otellerde yapacağınız o yılbaşı eğlence programları, baloları, kutlamaları, çok değil 2 saat içinde hızla bir “koronavirüs bayramı” haline geliverir. Biliyorsunuz ,yoğun çaba ve bin bir fedakârlıkla İstanbul’daki COVID-19 tsunamisini zor da olsa bir parça kontrol altına almış gibiyiz. Otellerde yapılacak bu ve benzeri balolar veya başka mecralarda söz konusu olabilecek yasak delme girişimleri yeni yıl eğlenceleriyle birleşecek olursa o tsunamiler yeniden patlayabilir, canımız daha çok yanabilir. Daha çok can kaybedebiliriz, benden uyarması.
BİR ÖNERİ
KAS VE KEMİKLERİNİZİ PANDEMİDEN KORUYUN
Salgın nedeniyle hepimiz evimize kapandık. Zaten “egzersiz tembeli” bir toplumduk. Kısıtlamalar nedeniyle biraz da zorunlu olarak “egzersiz dersi”nden “toplumsal düzeyde” sınıfta kaldık. Yeteri kadar hareket etmiyoruz. Çoğumuz için “hareketlilik takvimi”miz zaten sadece hafta sonları yapılan kısa yürüyüşler ile sınırlıydı. Sokağa çıkma yasakları şimdi onu da imkânsız hale getirdi. Neticede hepimiz kas ve kemik kaybı problemiyle karşı karşıyayız. Bu nedenle daha önce sık sık gündeme getirdiğim “OSMAN HOCA FORMULÜ”nü size yeniden hatırlatmak isterim: Yaşınız ne olursa olsun evinizde de işinizde de asla 30 dakikadan fazla oturur veya yatar pozisyonda kalmayın. Her 30 dakikada bir ayağa kalkın, ev içinde 5-10 dakikalık kısa turlamalar yapın. Yürüyemeyecek düzeyde eklem hasarınız varsa bu turlamaları çömelme egzersizleri ve benzeri daha basit çözümlerle dengeleyin. Sadece kendi vücut ağırlığınızla yapacağınız direnç egzersizlerinin bile işe yarayacağını da unutmayın.
AKLINIZDA OLSUN
COVID-19 HAFIZAYI DA ETKİLİYOR
Pandeminin başlangıç günlerinde ilk COVID-19’a bağlı ansefalit/beyin iltihabı vakaları yayınlandığında hepimiz şaşırmıştık. Evet, biliyorduk ki grip virüsü inflüenza gibi COVID-19 etkeni yeni koronavirüs de beyne ulaşıp hasar verebilirdi. Ama itiraf edelim ki burada da gripteki gibi oldukça az sayıda vaka ile karşılaşacağımızı umuyorduk. Üzülerek belirtelim, gelişmeler hepimizi yanılttı. COVID-19’a bağlı nörolojik hasarlar birbiri ardında yayınlandı. Yayınlanmaya da devam ediyor. COVID-19’un “inme nöbetleri/felçler, sisli beyin, hareket bozuklukları ve nöropati” gibi nörolojik komplikasyonlara yol açabileceğinden artık hiçbirimizin en ufak bir kuşkusu yok. Ayrıca yeni tamamlanan araştırmalara bakılırsa nörolojik komplikasyonlar COVID-19’un şiddetinden bağımsız olarak da ortaya çıkabiliyor, hastalığı sadece ağır geçirenlerde değil orta şiddetli yaşayanlarda da ciddi nörolojik hasarlar oluşabiliyor. Kısacası COVID-19’da nörolojik hasarları da dikkatle araştırmak zorundayız.
Alındı: ntv.com